Tansiyon yüksekliğinin tedavisi iki temel sütun üzerine bina edilmeli. Hayat tarzı değişikliği ve ilaçlar. Tedavi konusu oldukça bireysel olmakla beraber genel olarak neler yapılması gerektiğini, hangi alışkanlıklarımızı neden değiştirmemiz gerektiğini konuşalım. Önceki yazılarımda vurguladığım korkutucu sonuçlardan kaçınmak için 5+1 adım olarak özetlediğim hayat tarzı değişikliği önerilerim.
Tansiyon hastalığımız olsun olmasın bizim bireysel olarak tuz tüketimini azaltmamız gerek. Dünyada bu yıl 7 milyon insan fazla tuz tükettiği için hayatını kaybedecek. Tansiyonu normal insanların yemeklerine kaşık kaşık tuz katması onları tansiyon hastalığı için mükemmel bir aday haline getiriyor. Yakın zamanlı alınan tedbirler ile Türkiye’nin günlük tuz tüketimi 26 gramdan 18 grama düştü.
Amerika Kalp Cemiyetinin günlük alınması gereken günlük tuz miktarını 2 gram olarak söylerken Avrupa Kalp Cemiyeti 6 gram olarak bildiriyor. Tuz insanın hayati fonksiyonunu görmesi için şart. Ancak paket gıda tüketen, hazır ekmek yiyen günümüz insanı bu miktarları yemeklerine salatalarına fazladan tuz dökmeksizin kolaylıkla ulaşıyor. Damak tadımıza bu kadar yerleşmiş tuzu bir anda azaltması oldukça zor olsa da konunun önemi bunu zorunlu kılıyor. Daha önce bahsettiğimiz hastalıklarından korunmak için tuzu kısıtlama işin başarmak şart. Öncelikle yediğimiz gıdaların içinde ne kadar tuz var bunun okur yazarı olmamız gerekiyor. Paket ürünlerin üzerinde şu kadar gram sodyum içerir diye yazar. 1 gram sodyum, 2.5 gram tuza denk gelir. Örneğin bir salçada 5 gram sodyum yazıyor ise onda 12.5 gram tuz içeriyor demektir.Birkaç örnek vermek gerekirse;
- Tuzlu çubuk kraker = 3.5 gram tuz
- Diyet çubuk kraker = 0.3 gram tuz
- Krem peynir sade = 0.7 gram tuz
- Beyaz peynir = 3.5 gram tuz
- Light beyaz peynir = 1.5 gram tuz
- 100 gram siyah zeytin = 3 gram tuz
- Fırın ekmeği = 3 gram tuz
Yemeği tuzsuz yaptığımızda tuza alışmış damağımıza oldukça yavan bir tad gelecektir. Bu yüzden farklı baharatlar kullanarak tadlandırmak makul bir çözüm. Hem farklı baharatları kullanarak tuzda olmayan ve bizim vücudumuza faydalı olacak elementleri alabiliriz. Karabiber, tarçın, kırmızı biber, zerdeçal, karanfil, kişniş, biberiye, safran vb. baharatların; fesleğen, defne, sarımsak, çemenotu ,anason, dereotu gibi bitkilerin herbirinde bizim vücudumuzun (metabolizmamızın) daha iyi çalışmasına yardımcı olacak etmenler mevcut. Anti-oksidan adı verilen vücuttan zararlı moleküllerin giderilmesini sağlayan etmenler bunlar. Anti-oksidanların kalp hastalığı, kanser, kolesterol ve şeker hastalıklarının oluşmasını geciktirdiğini/engellediğini söyleyemem gerek. Meraklısına okuma önerisi verelim.
Antioxidant Potential of Spices and Their Active Constituents
Metabolic effects of spices, teas, and caffeine
Tuzu azaltmak tansiyon eylem planının ilk basmağını oluşturuyor. Karar verdikten sonra tuzlu yeme alışkanlığını değiştirmekte zorlanan hastam pek olmadı. Haydi şimdi tuzu az keyfi çok bir hayatın zamanı.
Sağlıklı ve huzurlu bir ömür dilerim.