Tütün ürünlerinin tüketim şekli yıllar boyunca çeşitli farklılıklar göstermiştir. Amerika’dan önce Avrupa’ya sonra tüm dünya’ya yayılan tütün bitkisi çiğneme, bir çubuk yardımı ile içme (pipo) şeklinde tüketildi. Daha sonra Amerika’da çeşitli kimyasallar ile içiminin yumuşatılıp, raf ömrünün uzatılması ile sigara halinde geldi. Şimdi de elektronik sigaralar hayatımıza girdi. Bir pil vasıtası ile çalışan, içerisinde belli oranda nikotin bulunan bir sıvıyı ısıtarak buharlaştıran ve bunun solunmasına imkan tanıyan sisteme elektronik sigara deniyor. Bu sıvının standart bir üretimi olmadığından ve ülkemizde e-sigara yasak olduğu için bunların kontrolden geçmediğini hatırlatmam gerek.

Çeşitli kampanyalar ile son 20 senede sigara içenler 1.397 milyondan, 1.337 milyon kişiye düştü. Bu düşüş daha çok kadınların sigara tüketimindeki azalmadan kaynaklanıyor. Gençlerde elektronik sigara, nargile gibi tütün ürünlerin artışı bu azalmanın dünya sağlığına getirdiği faydayı azaltıyor. Dünya sağlık örgütü, amerikan kalp derneği, avrupa kalp cemiyeti gibi kurumlar gençlerin hedef kitlesi olmasından dolayı e-sigaraların yasaklanması gerektiğini savunuyorlar. Amerika’da e-sigara ilişkili ölümlerden sonra aromalı e-sigaralar yasaklandı.
E-sigaraların sadece propilen glikol, bitkisel gliserin ve nikotin içerdiği için zararsız olduğu iddiası doğru değil. Sigaranın karsinojenik etkilerini ortaya çıkaran nitrozaminler ve polisiklik aromatik hidrokarbonlar değişik oranlarda e-sigaralarda da bulunuyor. Üstelik e-sigaraların sigaraya nazaran uzun içe çekim süresi (2.6 sn vs 2 sn) ve daha sık içe çekilmesi (puf arası süre 60 sn vs 30 sn) olası zararlarını ortaya koyuyor. Nargileler için de aynı bulgular geçerli. Suyun içinden geçiyor olması insana yalancı bir temizlik hissi verse de nargilenin ağır metal ve toksin miktarı sigaradan fazla.
Damar iç hücrelerine verdiği zarar (endotelyal disfonksiyon) ispatlanmış olen elektronik sigaraları sağlıklı bulmak mümkün değil. Elektronik sigaraların tıkayıcı akciğer hastalığını 3 kat, kalp krizini 2.1 kat, damar sertliğini 2 kat arttırdığı ispatlanmış. Bu oranlar normal sigarada sırası ile 8, 3, 2.3 olarak saptanmış.

Sigara içmek yerine e-sigara içmek daha güvenli midir? Bu konuda net bir bilgimiz yok. E-sigaraların uzun dönemli etkilerini anlamamız şu aşamada mümkün değil. İngiltere ekolünden bazı hekimler mevcut verilerden yola çıkarak sigara içen ve bırakmakta başarısız olmuş hastalara e-sigara öneriyorlar. Ancak sigara bağımlılarının %18’i e-sigara ile sigarayı bırakabilirken, nikotin sakızının başarısı %9. Sigarayı bırakanların %80’i e-sigara bağımlısı haline gelmişler, bu oran nikotin sakızında %9. Yani sigarayı bıraktırmada e-sigaraların rolü daha çok tartışılır.
Tütün ürünleri akciğer ve sindirim sistemine temas ettiklerinde inflmasyon denilen yangıyı tetikliyor. Vücudumuzun savunma hücreleri zehirli maddeleri algıladığında gidip onu yok ediyorlar, bu işe yangı diyoruz. Her gün her gün sigara içildiğinde yangı süreğen hale geliyor ve tıbbi adı kronik inflamasyon oluyor. Kronik inflamasyon kalp ve kanser hastalığının sigara ile bağlantısı. Ciğerlere solununan yabancı duman ister sigara olsun, ister e-sigara olsun inflamasyon yolu ile uzun sürede vücuda zarar verir.